Loading...

Oyunlar - Oyuncaklar


Tatlısu Köyünden Birzamanlar Oynanan Oyunlar ve Unutulmuş Oyuncaklar
 
Giriş
 
Aşağıda bir zamanlar Tatlısu Köyünde çocukların oynadığı oyunlar , bazı oyun malzemeleri ve oyuncakları tanıtılmaktadır . Bazı oyunlar ve ifadeler yalnızca Tatlısu Köyü oyunlarına ait olabileceği gibi , birkısmıda bugün ilkokul kitaplarında oyun diye okutulan ve belki ülkenin bazı köşelerinde halen oynanan ama bu gidişle sokaklarda oyun oynama şansı bulamayan , bulamayacak  cocuklarımızın durumu nedeniyle unutulacaktır.   Günümde ki  gelişimle doğru orantılı internet , bilgisayar ve cep telefonları gibi teknolojik imkanların artması ile temas ederek dokunarak ve hissederek oynun oynamak yerine sanal olarak zaman geçirmeye yöneldikleri için bu oyunlar unutumuş ya da unutulmaya yüz tutmuştur.
 
Ben de bu oyunların bir kısımını köydeki arkadaşlardan derledim birkısmınıda araştırarak buldum ve bu sayfalarda sizlerle paylaşmak istedim . Kırklı yaşlarda birisi olarak aşağı yukarı bu oyunların tümünü oynadım . Bugün imkan olsa hem öğretmek hem de çocuklarla beraber halen oynarım büyük bir zevkle ()  , bence sorun yok , ama oynayacak çocuk çıkar mı bilemem (?) . 
 
Sizlerden de düzeltmeler ve ilaveler gelebilecektir . Kimbilir belki bürgün Tatlısu Yok Olan Oyunlar Şenliği düzenleriz . Hem de anneler babalar çocukları önünde mücadele ederler , hayal edelim de olmazsa olmasın !  
  
Şeref  
Haziran 2012
  
Not: İlave ve düzeltmeler için aşağıdaki mail adresinden bana mesaj atmanızı rica ederim . Ancak oyunu tarifi ve kısaca nasıl oynandığınıda yazmanızı rica ederim.
 
OYUNLAR

Çıvga : Kısa bir değneğin altını sivriltip üzerine açılan iki oyuğa tavuk tüyü yerleştirilerek yapılan, sopayla vurulduğunda döne döne havalanan oyuncak . ( Temel )

Mata : El büyüklüğünde bir mermer gibi düz taşla oyuncuların ortaya çizdikleri daire içine yerleştirdikleri gazoz kapaklarını sırası ile dairenin içinde çıkarmak için oynadıkları oyun . Mata’ta yani otnanan düz taşa sek sek gidilerek ve ayakla vurulurak gazoz kapakları alınmaya çalışılır. (Şeref & Temel)
 
Garit Oyunları ( Misket , bilye ya da çicoz diye de bilinirler ) . Tatlısu’da bu oyunlar Mors , Kullik , Çizgi isimleri ile oynanırlardı.
 
Mors : Ortaya bir içgen çizilir ve belirlenen sayıda her oyunucu buraya garit kaoyar sonra 3-4 metre uzaktaki başlangıç çizgisine oyunsıurası için atış yapılır . Sırayla başlanıp  üçgenin içinden garitler çıkarılmaya çalışılır çıkaran , çıkardığını kazanır , üçgenin içinde kalan mors olur yani oyun dışı kalır.
 
Kullik : Kuyular kazılır ve bu koyuların etrafında oyun kurgulanır ve oynanır
 
Çizgi : Genişçe ve düz bir alanda 2 ya da daha fazla oyuncu ile oynanır. Yere belirli bir sayıda misket dikilir ve dik olmalıdır. İlk atan oyuncu baş tarafı söyler. Ve başı vuran oyunucu ondan sonraki bütün misketi alır. Hangisini vurduysa ordan baş tarafa doğru değilde diğer taraftaki bütün bilyeleri alır. Eğer 2 bilyeye birden değerse tık olur ve tekrar dener. Ama hem baş tarafa deyip hemde başka bir miskete değerse tık olmaz oyuncu bütün bilyeleri alır.
 
Dokuz Taş : Köy meydanında ki yaşlı ve gükük çam ağacının altındaki mermerlerin üzerinde kazınmış dokuztaş çizgileri klasik oyun alanımızdı . Bu arada antik çağlardan kalma bir oyundur . 
Nasıl oynanır Oyunun başında, iki oyuncu sırayla birer birer taşlarını noktalara yerleştirir. Dokuzar taş yerleştirildikten sonra sırayla hamle yapmaya başlanılır. Yatay, dikey veya çapraz bir üçlü dizebilen oyuncu rakibinin bir taşını dışarı atma yani “kırma” hakkı kazanır. Fakat bir üçlü dizi içindeki taşlar kırılamaz. Eğer tüm hepsi üçlülerin bir parçasıysa herhangi biri kırılabilir. İki taşı kalan oyuncu, oyunu kaybeder. ( Temel &Şeref)
 

Çivi saplama oyunu : Çivi oyunu, herkesin eve kapandığı, bu nedenle kalabalık oyunlar için yeterince oyuncu bulunamayan kış günlerinin favorilerinden olan bir yetenek oyunudur. İki kişi arasında ıslak ancak donmamış ve çamura dönüşmemiş yumuşak bir zeminde 2 büyük çivi ile oynanır. Oyunun amacı rakibinin çivisini, etrafını çembere alarak hapsetmektir. ( Şükrü , Şeref)


 
Çelik çomak : Çelik Çomak Oyunu'nda bir uzun fındık sopası (çomak yaklaşık 1 mt civarı olurdu ) , bir de sopayla vurulan kısa çubuk (çelik yaklaşık 15-20 cm ) çakıyla hazırlanırdı. Başlangıçta uygun bir oyuğa dik konumda yere konur ya da iki taş arasına yerleştirilirdi. Uzun sopa altına konup, var gücümüzle ileriye fırlatırdık. Karşıdaki oyuncu elindeki uzun sopayla çeliğe vurmaya çalışırdı. Vurabilirse, attığı mesafeyi adımlar ve kazanç hanesine saklardı. Vuramazsa çeliğin düştüğü yerden yere bırakılan uzun sopaya vurmaya çalışırdı. Vurursa oyun el değiştirirdi.
 
Bir diğer versionda da çomak ile çeliğe her oyuncunun üç vurma hakkı olurdu . çelik nereye düşerse hiç düzeltmeden vurmak zorundasıdır. 3 vuruş sonunda en uzun mesafe kateden oyunu kazanmış olur . (Temel , Şeref & İnternet araştırma)
 
Kale Baskın : Sabir bir yer mesela bir drek kale olurdu . Bir grup bunu korurken diğer grup kaçardı . Uzun süren ve durağan bir oyundu . ( Yiğit )
 
Islık Çalma : Yalnızca Tatlısu’da oynanan ve geceleri gençlerin can sıkıntısını gidermek için tüm köyün yerleşim alanını kendilerine oyun alanı seçtikleri saatlerce süren ve arama ve koşturma içinde geçen ilginç bir oyundu . 40’lı yaşlardaki kişilerden detayı öğrenilebilir.  ( Mesut)
 
Türküm : Yuvarlak bir dairenin içinden ebenin sek sek çıkarak boşta kalanları yakalama çabası . Sonucunda tekmelenerek dairenin içine kaçmak olarak özetlene çok şiddetli ve sart bir oyun . Kick Boks türevi birşey   ( Mesut )
 
Hık –Mık : Okulda oynadığımız şahsına münasır bir oyundu . 5-6 Kişi ellerinin avuç içlerini birbirinden bağımsız olarak aynı anda ters yüz ederek “ Hık –mık sen çık “ şeklinde tekerleme olarak söylerler son açıldığında açık ve kapalılar iki guruba ayrılır birileri kaçar diğerleri yakalar , yakalanan yerinde sabit bekler diğerleri onu dokunup kurtarması için hepsi yakalanmadan oyun bitmez ... gibi hatırlıyorum .  (Temel , Şeref)
 

Topaç
Oyun tek başına oynanılabileceği gibi birkaç oyuncu arasında yarışma şeklinde de oynanabilir. Oyuncu adedi kadar topaç ile genişçe, sert ve düz bir yüzey gerekir. Oyuncular aynı anda topaçlarını döndürürler. Topacı en uzun süre dönen oyuncu kazanır. ( Anonim , İnternet Araştırma )
 
Köşe Kapmaca : Genellikle sokakta oynanır. Çünkü sokaklar, oyuncuların kendilerine köşe olarak tutmaları gereken bina kapıları, iki ağaç ya da pencere arası gibi yerler açısından daha zengindir. “Köşe Kapmaca” az sayıda kişiyle oynanır. Ebe diğer oyunculara göre ortada bir yerde durur. Oyuncular ebeye yakalanmadan, birbirleriyle köşeleri sürekli değiştirmeye çalışırlar. Bu değiştirme sırasında ebeye yakalanan oyuncu köşesini kaybeder ve kendisi ebe olur. Oyuncular, sözde yer değiştiriyormuş gibi hareket edip ebeyi yanıltabilir.( Anonim , İnternet )
 
9 aylık :  
Basket topu ve basket potasında oynanır . Kimin ebe olacağını belirlemek için uzak bir noktadan sırayla basket atışları yapılır. Basket atanlar kenara ayrılır ve atamayanlar kendi aralarında yarışırlar. Böylece en sona kalan kişi (en fazla ıskalayan kişi) ebe olur. Ebe olan kişi potanın altında bekler ve diğer oyuncular sırayla yarım daire şeklindeki konumlarından atış yaparlar. Eğer ebe belirlenen skora ulaşırsa oyunu kaybeder. Oyunculardan biri basket atamazsa ebe olur ve eski ebe oyuncuların en başına geçerek herkesi bir yan konuma kaydırır. Oyun bu şekilde biri elenene veya bir kişi sona kalıp şampiyon olana kadar devam eder. ( İnternet )

Eş(ş)ek : Basket Topu ile 9 aylık gibidir . Oyun başlangıcıda benzer şekilde belirtlenir . Sasbit ya da hareketli bir oyuncunun yaptığı haraket ve atış başarılı ise ardından gelen de aynısını yapmak zorundadır başaramayan ilk harifi (Örneğin “ E” yi alır ) ve oyun böyle devam eder . EŞ(Ş)EK olan oyundan çıkar , son kalan şampiyon olur .  (Şeref)
 
Deve – Cüce :   Oyuncular tek sıra  dizilir . Karşıda öğretmen ya da bir kişi “deve , cüce”  diyerek ekibi çök kalk yaptırır yanan çıkar son kalan şampiyon olur . (Anonim)
 
Sakızlardan çıkan kartlarla oynanan alt-üst oyunu : Duvardan yada belli yükseklikten sırayla kartlar aşağıya serbet düşüşe bırakılır . üste bindiren yerdekilerin hepsini alırdı . (Şeref)
 
Diğer Bilinen Oyunlar
Genelllikle anonim ve bilinen diğer oyunlarda köyümüzde okulda , tenefüslerde , beden eğitimi saatlarinde ya da her sokak arasında meydanda, çayırlarda   oyananırdı : Bunlar , Uzuneşek , Saklambaç, Körebe , Yağ satarım balsatarım ,Yakan Top, İstop , Üçgen , sek sek , Birdir bir , Evcilik , Hayvancılık  vb.dir
 
 
OYUN MALZEMELERİ ya da OYUNCAKLAR



Bilyeli ya da Mantar Tekerlekli Tahtadan Arabalar : Bugünkü motorsuz scooter ın en ilkel şekli. Tamamen tahtadan mamul, tekerleri bilyeden ya da balık ağı mantarlarından , fren için, kasalı olanlarda ucu tekerlerin üzerine gelecek şekilde eski ayakkabı tabanı ya da tokya koyardık ve oraya basardık. Öndeki dingil ortadan tek çiviyle çakılırdı . Ön dingilin sağ ve soluna bağlanan ip sayesinde araç direksiyonlu gibi kullanılırdı . Özellikle asfalt ve düz köyün yamaçlarında deli gibi ve çılgın yarışlar olurdu , gokart yanında b.k yesin



Tel tekerlekli saz saplı araba : Fotoğraftaki gibidir.

Şeytan uçurtması : Defter yaprağından origami tarzında yapılırdı . Gazeteden kuyruğu olurdu genelde gönül almak için yapılırdı diğer uçurtma isteyenleri avutmak için yapılırdı .
 

Fırıldak : Bir kıvrımlı tel ve birde pervaneden oluşan basit bir düzenekti , yapılabileceği gibi hazır satılırdı .   Oyuncağı kurmak için önce döndüre döndüre telin dibine dek pervaneyi oturtursunuz. Sonra sağ elinizle pervanenin altındaki delikli mesnedi hızla yukarıya iterdiniz. O anda pervane kıvrımlı telin ucundan pırrrrrrr diye fırlayıp sağa sola uçmaya başlardı.
 

Teneke Mantar Tabancalar: Bakkalarda satılırdı . Çok ilkel ve tehlikeliydiler . Özellikle bayramlarda tüm harçlıklar bunlara giderdi .
 

Çatapat : Biryere sürtülerek kıvılcımlar sıçratan bir oyun malzemesiydi , kullanımı daima yangın tehlikesi yada elbiseler üzerinde yanık delikleri ve evde azar işitme sebebiydi . Gitti güzelim yeni bayramlık hesabı
 

Sapan  : “Y” harfi şeklinde bir  ağaç dalı özenle hazırlanırdı . Bir meşin ( deri parça ) ve lastiklerle yapılır , kuş ve diğer bazı hayvanlar avlanır ya da teklikeli olabilecek uygulamalar yapılabilirdi , cam kırmak vb gibi ...
 
Ok – Yay : Bir agaçın dalında tabiiki yay yapmak için eğilip bükülürken kırılmayacak bir aç dalı tercih edilir . Örneğin dut olabilir , bundan yay yapılır . Oklar düzgün dallardan ya da sazlardan yapılır . Okların uçlarına atılacak yere sağlanması için çiviler sıkıca bağlanırdı. Bunlarla tehlikeli olabilecek oyunlar oynanırdı . Kızılderili olurduk hatta   (Şeref )
 
Çember : Önceleri bir demir parçasının demircide çember kaline kaynak yapılması ve bunu çevirmeye yarayacak ucu “U” şeklinde kıvrılmış bir demir kol ile döndürülen çember birzamanlar köyün çocuklarının ellerinden düşmezdi . Okadar ki bunlarla kayak yarışlarındaki dar slalomlar gibi taşlar düzer bunların arasında hatasız akrobatik çekilde çeberleri ile inanılmaz estetik haraketler yapacak kadar ustalaşmışlardı . Sonraları lastik tekerleklerlede çember oyunu oynanmıştır. (Şeref)



Çivi futbol sahası ve oyunu : Diktörgen bi tahta üstüne önce futbol sahası çizilir, sonra tahta üstüne bi sürü çivi çakılırdı. 25 kuruş top yerine geçerdi. Galiba 3 vuruş yapılırdı sırayla, amaç çivileri aşıp gol atmak tabii. Aut atışlarıyla taç atışları güzeldi aut atarken kalecinin (kalenin önündeki kalın çivinin) üstüne parayı koyaraktan baş parmakla alttan vurmak kaydıyla yapılırdı. ( Şeref)



Kopça : Yorgan ipine büyükçe düğme (gopça) geçirilerek döndürülmesi ve vınlatarak ses çıkartılması çocukları çok eğlendirirdi . İki el arasında ip önce öne doğru sallanarak çevrilir ve iyice dolandıktan sonra her iki el dışarı ve içeri hareketlerle düğmenin devamlı dönüşünü sağlayacak biçimde ritmik hareketlere dönüşürdü. (İnternet)
 
Yağlı Çamur : Ayrıca , Köyün doğu yamacında yer alan bir “ Soğuk Su” isimli kaynak çeşmesi vardı onun oralardan yağlı çamur çıkardı . Oradan bulduğumuz yağlı çamurlarla yeteneklerimizle doğru orantılı çeşitli hayvan , bitki eşya şekilleri yapardık . Kendimize oyuncaklar yapardık ama kolay kırıldıkları için uzun ömürlü olmazlardı .  (Şeref)

İlaveler oldukça eklenecektir